Bir döneme damgasını vuran mahalle dizileri geri döndü.Biz de bu ay Kanal D'nin son model mahalle dizisi 'Düğün Şarkıcısı'nın setine girdik ve başrol oyuncularıyla sohbet ettik..
Umut Kurt: Bayram, Ali Nazik değil..
Umut Kurt'un, Bayram'la örtüşen yanları var mı?
Kesinlikle bana benzemiyor.Beni heyecanlandıran kısmı da bu zaten.Ama insani yönleri açısından ortak yanlarımız var.Bayram, bir yere ait olmayı seviyor.Ailesini bulmak üzere Şanlıurfa'dan gelmiş, kararlı ve hırslı biri.
''Düğün Şarkıcısı'' için bir araştırma yaptınız mı?
Tabii.Şanlıurfa'ya gittik,Oradan kasetler aldık, Çocuk Esirgeme Kurumu'nu gezdik.Hatta siz gelmeden önce, Urfa'daki arkadaşlarla görüşüyorduj.Hala orayla bağımı koparmış değilim.
''Düğün Şarkıcısı'', Muhsin Bey'e benziyor gibi eleştiriler geldi mi?
Gelmiştir.Ama şu var; Ali Nazik, türkücü olup yırtmaya çalışan biriydi.Bayram öyle değil.Bayram, ailesini bulup geçmişin intikamını almaya çalışıyor.Onun yırtmak gibi bir derdi yok.Sonuç olarak memleket aynı, şöhret olma isteği aynı.Fakat Bayram şöhreti amaç değil, araç olarak kullanıyor.Burada ayrışıyorlar.Zaten seyirci de bunu izleyince görüyor.
Eski ''BKM Mutfak'' ekibindensiniz.Onları takip ediyor musunuz?
Yılmaz Abi (Yılmaz Erdoğan) ile neredeyse hergün telefonda konuşuyoruz.Ama yanlarına gidemiyorum.Haftanın 5-6 günü buradayım.Hiç vaktim yok.Çok seviyorum hepsini ve çok başarılılar.Hatta benim yazığım birkaç skeci bile oynadılar.
Bundan sonrası için planlarınız var mı?
Bir sinema filmi senaryosu yazmaya çalışıyorum.Zaten Yılmaz Erdoğan ile çalışırken yazma konusunda oldukça deneyimim oldu.Biraz daha üstüne katabilirsem, bu senaryo işine ağırlık vermek istiyorum.Ben kamera arkasını da çok seviyorum.
Oya Okar: Çiçek, Aynı Ben..
Çiçek karakteri, Oya Okar’a ne kadar yakın?
Genelde bugüne kadar gıcık ve rahatsız tipleri oynadığım için, Çiçek bana çok iyi geldi.Güler yüzlü,naif,romantik bir aile kızı.Ben de ailemle büyüdüm, ben de güler yüzlüyüm (gülüyor).
Dizi oyunculuğuna nasıl başladınız?
İstanbul Devlet Konservatuarı’nın 2. sınıfında okurken, arkadaşların bir ajansa kayıtlıydı.’Şöhret’ dizisi için oyuncu aranıyordu.Onlarla birlikte ben de ajansa gittim.Çekimlere 3 gün kalmıştı ve daha oyuncu bulunamamıştı.Amacım ajansa kayıt olmak değildi.Arkadaşlarımın ısrarıyla ben de kayıt yaptırdım ve sonunda beni seçtiler.Olaylar tamamen tesadüfi gelişti.Sonra ‘Şöhret’ ile birlikte dizi oyunculuğuna adım atmış oldum.Yaklaşık 3 senedir dizilerde oyunculuk yapıyorum.Oyunculuğu gerçekten çok seviyorum.
Oyuncular arasında rekabet var mı?
Sadece oyuncularda değil, tüm meslek gruplarında rekabet var.Ama benim hiç öyle bir hırsım olmadı.Sadece yaptığım işle ilgileniyorum.Kimin ne yaptığı ya da ne dediğiyle ilgilenmiyorum.Sonuçta hırsın fazlası insana zarar veriyor.
Konservatuarda oyunculuk eğitimi almanın ne gibi yararı oluyor?
Oyunculuk, usta - çırak ilişkisiyle olan bir şey. ''İlla okulda öğrenilir. ''Demek çok cahilce bir davranış olur. Tabii ki okuldan ve oradaki hocalarımızdan çok şey öğreniliyor. Sonuçta, okul size bir çalışma ortamı sağlıyor. Ama kimse kimseye sihirli değnek dokundurmuyor.
Çalışmak istediğiniz yönetmenler var mı?
Ben o kunda çok açgözlüyüm. Nuri Bilge Ceylan,Serdar Akar,Çağan Irmak,Zeki Demirkubuz’un filmlerinde kıyısından,köşesinden olsa da çalışmayı çok isterim.
Erkan CAN: Her Dizide Bir Mahalle Vardır..
Erkan Can, dizi setlerinin bir antrenman sahasına benzediğini söylüyor..
Dizi nasıl gidiyor?
Sanırım insanlar sevdi diziyi.Biz de oyuncuları olarak bundan çok memnunuz.Kudret hırslı,düzgün,mahalleli bir adam.Dizi içinde üçkağıtlar yapıyor ama asıl amacı, Şükran’a yakınlaşmak, ona ince mesajlar vermek.Aslında kafayı Şükran’a takmış ve onunla arasındaki yarım kalan aşkı hala içinde yaşamaya devam ediyor.
Mahalle dizileri aslında sizin oynadığınız ''Mahallenin Muhtarları’''ile bitti diyebiliriz.Şimdi tekrar o döneme bir dönüş mü var sizce?
Bir ara ağa dizileri vardı, şimdi yine hafiften mahalle dizilerine dönüş başladı.Bu, zaten dizilerde modadır.Zaman içinde geçmişe dönüş olabilir.Genelde dizilerden mahalle eksik olmaz ama burada altını nasıl çizeceğin önemli.
Erkan Can bir senaryo okuduğunda, senaryoda ne arar?
Eğer okuduktan sonra heyecanlanmışsam, o tamamdır benim için.Üç sayfa okudum, beş sayfa okudum, baktım olmuyor, bırakırım.
Birçok filminiz yurtdışından ödüllerle dönüyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Demek ki Türk sineması iyi bir yere gidiyor.Sinemamız artık, “Çekilin kardeşim, yer açın, ben de varım.” Diyor.Ben her şeyin, ''Gemide'' ile değiştiğini düşünüyorum.Cannes’a gittik, oradan ‘En İyi Eleştirmenler Ödülü’ ile döndük.Bu çok önemli bir sonu.Ayrıca şu var, iyi bir film yaparsan, seni birileri bulup mutlaka festivaline çağırıyor.’Takva’ Avrupa’nın en iyi dört filminden, Asya’nın en iyi üç filminden biri oldu.Dünya sinema tarihinde yerini aldı.
Neden bu kadar ödüllü filmler gişede az iş yapıyor?
Türkiye'de sinema gibi sinema yapmak, çok zor.Ülkemiz popülist işleri seviyor.Her şey zamanla yerine oturur gibi geliyor.Onlar da yanlış yapa yapa doğruyu bulacaklar.Biz filmlerimizde bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz.Aman aman bir gişe kaygımız yok.''Bize yete'' diyoruz.Çok şükür kazanıyoruz paramızı.Sonra o gelen parayı tekrar sinemaya harcıyoruz.
Türkiye' de dizi piyasasını nasıl buluyorsunuz?
Bence dizilerde bütün yük, kamera arkasında insanüstü güçle çalışan ekipte.Her hafta bir sinema filmi gibi çekilen diziler, ekibi çok yoruyor.Ayrıca diziler hepimiz için bir antrenman sahası gibi.Herkes bu işi para kazanmak için yapıyor.
Hatice ASLAN: Aşk, Etki-Tepkidir
Düğün Şarkıcısı' nın güzel oyuncusu ve dizideki bitmemiş aşkın kadın kahramanı Hatice Aslan, böyle bir projede yer almaktan çok mutlu.
Senaryoyu ilk okuduğunuzda neler hissettiniz?
İnanır mısınız, ağladım.Senaristlerimiz müthiş yazmışlardı.Hala da yazmaya devam ediyorlar.Her hafta senaryoyu elime aldığımda, ‘acaba’ ile açıyorum.Maşallah, çok iyi gidiyoruz.Bu projede yer almaktan çok mutluyum.
''Şükran'' karakteri nasıl biri?
Şükran, yarım kalan aşkının acısını içinde barındıran ve bununla yaşamaya alışmış, güçlü ve inatçı bir kadın.Sevdiği adam en yakın arkadaşıyla evleniyor ve onlarla aynı ortamda olmamak için bir gün aniden mahalleden uzaklaşıyor.Fakat babası hastalanınca tekrar dönmek zorunda kalıyor.Böylece olaylar da başlıyor.
Yarım kalan aşklar her zaman daha fazla mı ilgi çeker?
Aşkın tarifi herkese göre değişir.Kimine göre aşk kavuşamamaktır.Yarım kalan aşklar her zaman insanın içinde kor halinde durur.Çünkü taze halde bırakılıp gidilmiştir.Kısacası, yarım kalan aşklar sonsuza dek sürer.Şükran’ın Kudret’e olan aşkı da aslında bitmemiş bir aşk.Yarım kalmış bir aşkın sonu her zaman merak edilir.
Magazin aleminde yaşanan bir günlük aşklar da yarım kalan aşklar kategorisinde mi sizce?
Aşk süreli bir şey değildir.Bir günlüğüne söylense bile güzel.”Seviyorum” denilsin de nasıl denilirse denilsin.Ayrıca, oradaki gerçek bir aşk da olabilir, neden olmasın?Aşk, etki-tepkidir.Bir günlük de olur, sonsuza dek de…Aşk sözcüğünün havada uçuşması beni mutlu ediyor.Bırakalım da havada uçuşan aşk sözcüğü olsun..
Cannes nasıldı, neler yaşadınız?
Her şey çok güzeldi.Ama orada şunu gördüm, bizden çok farklı değil.Orada nasıl kusursuz bir organizasyon varsa, bizim Antalya Altın Portakal’da da aynısı var.Hiçbir farkı yok.
Oyuncunun kuralları olmalı mı?
Oyuncunun kuralları olmaz.Yönetmenin kuralları olur.Siz, zaten görüşmeye gittiğinizde, orada her şeyi kabul etmişseniz, yönetmene teslim oldunuz demektir.
Kaynak: D Smart Dergisi / 2008