Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin 46 yıl önce Yahudi bir vatandaşla evliliğine Vakit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya tarafından 'çirkin' yaklaşım: Kocasını bir yabancıyla aldattı.
Araştırmacı Yazar Rıfat Bali'nin kaleme aldığı ve Toplumsal Tarih Dergisi'nin son sayısında yer alan 'Atatürk'ün Manevi Kızı Ülkü-İkinci Evliliği ve Tepkiler' başlıklı makalesi büyük dikkat çekmişti. Bali, yazısında Ülkü Çukuroğlu'nun (Adatepe) 1962'de Yahudi bir yağ tüccarı olan Yeşua Bensusen ile yaptığı ikinci evliliğini ve bu evliliğe gelen tepkileri dile getirmişti.
Tarihin tozlu sayfalarında ve siyah beyaz gazete sütunlarında kalan evlilik bu kez Vakit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya tarafından 'çirkin' bir dille kaleme alındı. Karakaya, 'Atatürk'ün manevi kızı Ülkü'yü örnek alan Atatürkçü kızlar' başlıklı yazısında şöyle yazıyordu: “(...) Ülkü'ye yönelik tepkiler aşık olduğu adamdan dolayı değildi. Öyle ya, gönüldü bu! Ota da konar b.ka da konardı. Tepkiler onun bir 'Yahudi' ile evlenmesinden ziyade 'üsteğmen kocasını bir Yahudi ile aldatması'naydı! Herhalde hatırlarsınız, Pınar Altuğ da öyle yapmıştı! Kocası askerde iken 'evine erkek almış' ve onunla yaşamıştı ya! Kısacası askerdeki kocasını Tony Theodorakis adlı yabancı ile aldatmıştı ya, toplumun asıl tepkisi bunaydı. İşte o yıllarda Ülkü'nün de yaptığı buydu. Hem evliydi, hem iki çocuk annesiydi ve hem de bir Yahudi ile 'aşna fişne' yapıyordu. Öyle ya, Atatürk'ün manevi kızı olan bir kadın 'Yahudi ile evlenirse'onu örnek alan diğer genç kızlar ne yapmazdı ki? Nitekim daha sonraki yıllarda Pınar Altuğ gibi bazı 'Atatürkçü kızlar' ortaya çıkmış ve hem yabancı ile kırıştırmış hem de kocalarını aldatmışlardı.”
Oysa Rıfat Bali, dergide yayınlanan yazısında Türk kavramı ve Türkiye'deki gayrimüslimlerin yabancı kavramı ile özdeşleştirildiğini belirtiyor ve örnek olarak Atatürk'ün manevi kızı Ülkü'nün Yeşua Bensusen ile yaptığı evliliği hatırlatıyordu. Bali'nin bu 'ses getiren' evlilikle ilgili yazdıkları özetle şöyle:
ÜLKÜ'NÜN ÖRNEK EVLİLİĞİ
(...) Ülkü Çukuroğlu'nun (Adatepe) ikinci evliliğine dair ilk haber nikah gününün ertesinde, 24 Ağustos 1962 tarihinde Yeni Sabah gazetesinde yer aldı. Gazetecilerin Yeşua Bensusen'in evini ablukaya almasıyla nikah bir aile dostunun evinde yapıldı. Ancak Bensusen önce, 'Hayır kardeşim nikahlanmadık. Belki sizin yüzünüzden nikahımız yapılmayacak. Saadetimizle oynuyorsunuz' diyerek tepkisini dile getirmiş, daha sonra nikahlandıklarını kabul etmişti. Gazete, evliliğin 'yurtta derin tepki yarattığı'nı ve gazeteye gönderilen telgraflarda 'bu izdivaçtan duyulan üzüntünün dile getirildiğini'yazıyordu. Gece Postası Gazetesi yazarlarından Kemal Onan ise 'Bu evlilik suç değildir ama Büyük Atatürk'e saygısızlıktır' yorumunda bulunuyordu.
ÜLKÜ ADATEPE: İDDİALAR ÇOK ÇİRKİN
Ata'nın manevi kızı Ülkü Adatepe, Vatan'a yaptığı özel açıklamada iddiaların çok çirkin olduğunu söyledi: “Benim çocuklarımın babası olan Fethi Doğançay'ı yani eski eşimi aldattığım koca bir yalan. İlk eşimin cenazesini ben kaldırdım. Her zaman yanımda oldu. 13 yıl evli kaldım. İkinci eşim olan Yeşua Bensusen ile evlenmeye karar verdiğimde çok sıkıntılar yaşadık. Gerçi Türkiye'nin bugünkü hali o tarihten daha kötü ama ben bu evlilikte bir mahsur görmedim. Evet, Yeşua Yahudi'ydi ama Türk'tü. Türk vatandaşıydı. Benim için hangi dinden olduğu değil, nasıl bir insan olduğu önemliydi. Yeşua ile 6 yıl evli kaldık ve ben o Yahudi diye değil, geçinemediğim için ayrıldım. Yıllar sonra bu konunun tekrar gündeme gelmesini de doğru bulmuyorum.”