En son konular | » Ibuprofen ImitrexPerş. Ağus. 04, 2011 8:02 pm tarafından Misafir » Define gothic dating. Fort worth dating service.Perş. Ağus. 04, 2011 1:23 am tarafından Misafir » Metformin, such beginning plant-derivedÇarş. Ağus. 03, 2011 5:23 pm tarafından Misafir » Vojo Energy Mints Caffeine ExtremeÇarş. Ağus. 03, 2011 4:21 pm tarafından Misafir » preg hentai preg hentai mangaÇarş. Ağus. 03, 2011 12:23 pm tarafından Misafir » When the first Whirlpool Duet album was released in December 2001 came as a surprise to the publicÇarş. Ağus. 03, 2011 3:59 am tarafından Misafir » Cheap In Ny Programs LpnPtsi Ağus. 01, 2011 8:52 pm tarafından Misafir » cant orgasm from oral sexPtsi Ağus. 01, 2011 4:44 pm tarafından Misafir » Ambient Dj BestPaz Tem. 31, 2011 5:16 am tarafından Misafir |
|
| SAĞLIK HABERLERİ | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
_gelecek_ Vip Özel Üye
Mesaj Sayısı : 77 Yaş : 39 Kayıt tarihi : 12/08/08
| Konu: SAĞLIK HABERLERİ Çarş. Ağus. 13, 2008 9:03 pm | |
| Dikkatli Bİr İlk Yardım Hayat Kurtarabilir...
Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Figen Coşkun, trafik kazası, düşme, silahla yaralanma, patlama gibi çeşitli durumlarda yapılacak acil müdahalenin, yaşamsal önem taşıdığını belirterek, ''İlk yardım, dönüşü olmayan sorunlara yol açmaması için eğitim almış kişiler tarafından yapılmalı'' dedi. Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, acil müdahalenin zamanında ve doğru şekilde yapılmasının, ilk yardımda ''olmazsa olmaz'' bir kural olduğunu belirtti. Coşkun, ''Yardım etmek amaçlı yapılan yanlış bir müdahale, hastanın yaşamını yitirmesine, sakatlanmasına ya da panik ortamının artmasına neden olabilir'' uyarısında bulundu. Türkiye'de ilk yardım eğitimi alan sivil halkın sayısının çok az olduğunu belirten Coşkun, ilk yardım eğitiminde ilk kuralın ''önce zarar vermemek'' olduğunu söyledi. Coşkun, ilk yardımın dönüşü olmayan sorunlara yol açmaması için eğitim almış kişiler tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak, ''Yardım etmek amaçlı yapılan yanlış bir müdahale, hastanın yaşamını yitirmesine, sakatlanmasına ya da panik ortamının artmasına neden olabilir'' uyarısında bulundu. İlk yardımla, hastanın mevcut sağlık sorunlarının artmasına sebep olmadan (kırık, çıkık, kesik gibi) hayati fonksiyonlarının devamın sağlanması ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesinin amaçlandığını dile getiren Coşkun, acil bir durumda ilk olarak 112 Acil ambulansın aranması gerektiğini bildirdi. Coşkun, 112 arandığında, olay yerinin tam adresinin ve hastanın genel olarak dışarıdan gözlemlenebilen sağlık durumu hakkında detaylı bilgi verilmesine özen gösterilmesini söyledi.
-''ÖNCE GÜVENLİK SAĞLANMALI''-
Trafik kazasının meydana geldiği bölgenin, hem çevredeki araçların uyarılması hem de yaralıların güvenliğinin sağlanması için şeritle çevrilerek kapatılması, aracın etrafına dikkat çekici reflektörlerin konulması gerektiğini kaydeden Coşkun, araç içinde yaralıların sıkışması ya da patlama ihtimali durumunda 112 ile birlikte itfaiye de haber verilmesinin uygun olduğunu bildirdi. Coşkun, yaralının araç içinden acil çıkarılması halinde, öncelikle boyun yaralanması ihtimaline karşı, hastanın boynunun olabildiğince kıpırdatılmadan korunarak çıkarılması gerektiğini belirterek, ''Boyun hiç hareket ettirilmeden, şekil bozukluğu düzeltilmeden, iki elle, koltuğun arkasına geçerek, sabitlenerek çıkarılmalı'' dedi. Coşkun, bu tür yaralanmalarda hastanın mekandan acil çıkarılması gerekmiyorsa, 112 ekiplerinin beklenmesinin ve boyunluk takılarak çıkarılmasının tercih edildiğini vurguladı. Omurlarda, kol, bacak ya da kalça da kırıklar olabileceğini, yanlış yapılan her müdahalenin daha ciddi yaralanmalara yol açabileceği uyarısında bulunan Coşkun, kırık bölgesinin tahta gibi sert bir cisme sabitlenmesi gerektiğini ifade etti. Coşkun, sabitleme işleminin kan geçişini engellenmeyecek, ancak eklemlerin hareketini en aza indirecek şekilde yapılması gerektiğine dikkati çekti.
-KANAMA HALİNDE YAPILACAKLAR-
Coşkun, vücuda batan bir cismin de çıkarılmaması gerektiğini vurgulayarak, cismin bir damarın üzerinde durarak kanamayı engelleyebildiğini, çekilmesi halinde ise durdurulması zor kanamalara yol açabileceğini söyledi. Coşkun, ağır bir kanamanın olması halinde sargı bezi ya da temiz bir bezle, yaralı bölgenin üzerine doğrudan bası uygulanması, kanamanın durdurulamaması durumunda ise turnike yapılması gerektiğini kaydetti. Kanayan bölgenin üst kısmından bağlanarak yapılan turnike uygulamasının uzun süre yapılmaması gerektiğini belirten Coşkun, ''10 dakikada bir turnike açılmalı birkaç saniye beklenmeli ve tekrar bağlanmalıdır. Uygulama kol için dirseğin, bacak için de diz kapağının hemen üzerinden yapılmalı. Daha yukarıdaki yaralanmalar için direkt bası uygulanmalı'' dedi. Coşkun, bası yapılırken elin bölgeden hiç kaldırılmaması, bezin kanlanması halinde yeni bezin mevcut bezin üstüne konularak bası yapmaya devam edilmesi gerektiğini bildirdi. Organ kapmaları halinde de hasta ile birlikte kopan organın da hastaneye ulaştırılmasının şart olduğunu vurgulayan Coşkun, ''Kopmuş olan organ, önce ıslak bir gazlı bir bezle sonra naylon üzerine sarılmalı ve bu şekilde buzun içine konulmalı. Buzla doğrudan temas etmesi halinde hücre kaybı olabildiği için, yerine dikilme aşamasında başarı şansı azalıyor'' diye konuştu.
-KALP MASAJINA DİKKAT-
Yanıklarda, diş macunu, salça gibi şeylerin yaralı bölgeye kesinlikle sürülmemesi, temiz ıslak bir bezle yaralı bölgenin üzerinin hafif temas edecek şekilde örtülmesi ve vakit kaybetmeden hastane gidilmesi gerektiğini ifade eden Coşkun, ''Kişinin üstündekiler çıkarılmalı, ancak yanığa yapışmış olan bölgeler varsa kesinlikle zorlanmamalı, mevcut haliyle bırakılmalı'' diye konuştu. Baygınlığın çeşitli nedenlerden kaynaklanabileceğini belirten Coşkun, şunları kaydetti: ''Bilinç düzeyinde değişiklikler trafik kazalarında kafa içinde travmadan da kaynaklanıyor olabilir. Kaza sırasında ya da sonrası bayılma durumunda, yaralının mutlaka tam teşkilatlı bir merkeze götürülerek bilinç düzeyinde değişikliğin nedeninin ayrıntılı olarak araştırılması gerekmektedir. Hastaya ayılması için tokat atmak gibi hareketler yapılmamalı, ayakları yukarı kaldırılmamalı, sadece boynu korunarak hastaneye nakil edilmelidir.'' Coşkun, kalp krizi geçiren bir kişinin de ilk olarak güvenli bir yere alınması gerektiğini belirterek, ''Boyun bölgesinin rahat etmesi için kravat, kolye gibi aksesuarlar çıkarılmalı, gömleğinin düğmeleri açılmalı ve sağlık ekiplerine haber verilmeli'' dedi. Kalp masajının da kesinlikle eğitim almış kişilerce yapılması gerektiğini vurgulayan Coşkun, ''Masaj, kalbi çalışan birine yapıldığında, çalışan kalbi durdurur ve hastaya büyük zarar verirsiniz'' uyarısında bulundu. Doç. Dr. Figen Coşkun, yaralı ile konuşulmasının moral verebileceğini, kendisini güvende hissetmesine yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi. | |
| | | _gelecek_ Vip Özel Üye
Mesaj Sayısı : 77 Yaş : 39 Kayıt tarihi : 12/08/08
| Konu: Koşmak, yaşlanmayı yavaşlatıyor Çarş. Ağus. 13, 2008 9:05 pm | |
| ABD'de yapılan bir araştırma, düzenli olarak koşmanın yaşlanma sürecini yavaşlattığını ortaya koydu.
Stanford Üniversitesi Tıp Merkezi araştırma ekibi, düzenli koşan yaşlıların kanser gibi hastalıklar yüzünden erken ölme risklerinin yarı yarıya azaldığını ve bu kişilerin azalan fiziki sıkıntılarıyla daha mutlu bir yaşam sürdüğünü saptadı.
Uzmanlar, yaşlı kişilerin düzenli egzersiz yapmalarının öneminin bu buluşla daha da güçlendiğini ifade etti.
Araştırmacılar, koşmanın yaşlılara faydalarını 20 yıldan fazla süren çalışmaları sonucunda saptadı.
Koşmanın yalnızca kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri yavaşlatmadığını, kanser, sinir hastalıkları ve enfeksiyonlar gibi hastalıklardan erken ölümleri de azalttığını belirten araştırmacılar, koşmanın yaşlılarda eklem iltihabı ya da diz sorunlarına neden olduğuna dair kanıt bulunmadığına dikkati çekti.
Araştırmanın başından bu yana izlenen 50 yaş grubundaki deneklerden haftada ortalama 4 saat koşmalarının istendiğini belirten uzmanlar, 21 yıl sonra bu kişilerden koşma süresini 76 dakika civarına indirmeleri istendiği halde deneklerin düzenli egzersizin faydalarını görmeye devam ettiğini bildirdi. | |
| | | _gelecek_ Vip Özel Üye
Mesaj Sayısı : 77 Yaş : 39 Kayıt tarihi : 12/08/08
| Konu: Eviniz çocuklar için emniyetli mi? Çarş. Ağus. 13, 2008 9:05 pm | |
| ABD'de yapılan bir çalışmada eve kazalarının % 79'unda anne-baba ve çocuk ayrı odalardayken meydana geldiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar soruyor eviniz çocuklar için emniyetli mi?
VKV Amerikan Hastanesi Uzm. Dr. Önder Çerezci Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Klinik Şefi çocukları ev kazalarından korumak için önemli tavsiyelerde bulunuyor. İşte o tavsiyeler...
İnsanlar doğumdan, erken yetişkin dönemine kadar geçen süre boyunca genel vücut hacmi çeşitli değişikliklerine uğrarlar. Dolayısıyla bu büyümenin değerlendirilmesinde kullanılan başlıca ölçekler vardır:
1. Vücut boyutları: a) Vücut ağırlıkları ve ağırlık artış hızı, b) Boy uzunluğu ve boy uzama hızı, c) Baş çevresi ve baş çevresinde artma hızı, d) Vücut bölümlerinin birbirlerine oranları,
2. Kuvvet, 3. Beceri, 4. Diğer fiziksel ve psikolojik değişkenler.
Ortalama olarak insanlar 3.5 kg civarında ve 50 cm kadar doğarlar. Gövde bu uzunluğun % 70'ni oluşturmaktadır. Bunu izleyen 20-10'luk sırada boy 3-4 kat artarken, ağırlık ortalama 20 katına kadar çıkar.
Büyüme, gelişme sırasınca belirli bir sıra izlenir. Örn: Vücut kısımlarının büyümesinde başlangıçta en hızlı büyüyen bölüm baştır. İlk 6 aydan sonra göğüs çevresi hızla artar 9 ile 12 aydan sonra kol ve bacakların uzama hızı ön plana geçer. Ergenlik döneminde ise büyüme hızı daha çok ayak ve bacak uzunluğunda artış şeklinde gözlenir. Bunu kalçaların enine büyümesi ve daha sonra göğsün ön-arka çapının artması, omuzların genişlemesi ve gövde uzunluklarının artması şeklinde izler. Yiyeceklerinden, kullandığı araçlara kadar, birçok araç-gereç duruş açısından önem kazanır.
Erkek çocuklar genel olarak 2 yaşa kadar daha hızlı büyürler. Daha sonra artarak 14 yaş civarında en yüksek düzeye ulaşır ve sonra tekrar yavaşlar. Son boyun uzunluğuna 20'li yılların başlangıç ve ortalarında ulaşılmış olur. Dolayısıyla bazı erkek çocuklarda 14-15 yaş görüntüsü büyümelerini tamamlamış görüntülerine yakın iken, bir diğer grupta ise güçlü bir büyüme fazına başlangıç bu yaşlardan itibaren olmaktadır.
Kız çocuklarında puberte büyüme sıçraması 9 yaş civarında başlar. 12 yaş civarında en hızlı evreye ulaşır. Tam erişkin dönem 16 yaş civarında tamamlanır. 10 ve 12 yaşlarda aynı yaştaki erkek çocuğundan daha uzundur. Bu değişiklikler ülke, coğrafya, sosyal ve kültürel özelliklere göre de önemli farklılıklar göstermektedir. Bugün batı dünyasında birçok ülkelerin çocukları daha iyi beslenmekte, daha iyi hijyen koşullarında büyümekte, hastalıklardan daha iyi korunmakta, daha iyi tıbbi yardım görmekte, daha iyi eğitim görmüş anne-babalar tarafından yetiştirilmekte ve yıllar öncesinin çocuğuna rağmen çok daha uygun bir fizik ortamında yetişmekte. Büyüme ve gelişim potansiyellerini geliştirme olanağı bulmaktadırlar.
Ülkemiz çocukları yaşa göre büyüme eğrileri 13-14 yaşlarına kadar batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde beyaz ve çocukları için verilmiş eğrilere hemen hemen eşittir. Sonuç olarak tasarımlar kız ve erkek çocuk boyutlarının değişimlerindeki farklılıklar göz önüne alınarak yerine getirilmelidir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki birçok çocuk kazalarından ergonomik yetersizliklerin önemli bir rolü vardır. Ancak çoğu çocuk kazası bu açıdan ciddi bir değerlendirmeye alınmamakta, ayrıntılı bir kaza analizi yapılmamaktadır. Günümüzde bu tip kaza analizleri önemli ergonomik çalışmalar arasındadır.
Burada yapılan bir çalışma detayından bahsetmek istiyorum.
ABD'de yapılan bir çalışmada telefonla yardım için bildirilen 86 zehirlenme olayı üzerine bir çalışma yapılmış. Kazaya uğrayan çocuğa ürün, çevre ve iş açısından değerlendirme yapılmış. Kurmanların hepsi 5 yaşın altında bulunmuş ve şu ip uçlarına ulaşılmıştır.
1. Vakaların % 79'unda anne-baba ve çocuk ayrı odalardayken kaza oluşmuştur, 2. Vakaların % 93'ünde kaza çocuğun kendi evinde meydana gelmiştir, 3. Vakaların % 89'unda çocuklar yakından ilgilenilmeye gerek duyulmayan TV izleme gibi bir etkinlik içindedirler, 4. Vakaların % 36'sında çocuk anne-baba farkına varmadan oda değiştirmiştir, 5. Vakaların % 87'sinde anne-baba rutin bir işle uğraşmaktadır, 6. Vakaların % 59'unda zehirlenmeye yol açan madde kullanılmakta veya açıkta bırakılmış durumdadır. Vakaların % 28'inde normal yerindedir. 7. Vakaların % 31'inde çocuğun maddeyi ulaşmasını engelleyen bir engel yoktur. %36'sında tek engel masa veya tezgah yüksekliğidir. Vakaların % 57'sinde madde güvenli kapaklı kapların içindedir.
Tüketici güvenlik kurulu 5 yaş altındaki çocukların % 85'inin kapağı 5 dk. açamaması gerektiğini yine de %80'inde ise uygun açma tekniğinin gösterilmesine rağmen 10 dk. içerisinde kapağı açamaması gerektiği koyu olarak belirlenmektedir.
Hiçbir güvenlik önlemi anne-baba dikkatini tam olarak alamasa da düşme, çarpma, takılma, sıkışma kazalarında ergonomik yetersizlikler büyük önem kazanmaktadır. Oyun çocuk kişiliğinin gelişmesinde önemlidir. Çocuğun çevreye olan uyumu oyunla gerçekleşir. Oyunun yerleri çeşitli şekillerde biçimlenebilir ve değişiklikler olmalıdır. Bu yerler çocuğun gereksinimlerine göre ayarlanmalıdır.
TSE'nin oyuncak güvenliği açısından koyduğu standartlar vardır:
1. Tutuşma ve parlama, 2. Kimya ile ilgili faaliyetler için deney testleri, 3. Deney testlerinin dışındaki kimyasal oyuncaklar, 4. Yaş uyarı etiketlenmesi için grafiksel semboller.
Oyun alanları trafik emniyetli, dumansız, yeteri kadar güneşli, su seviyesinin yüksek olmadığı alanlar yapılmalıdır. Yerleşim yerlerindeki oyun alanları konut ve diğer mahallelerle bağlantılı olmalı, çevreye göre değil, ulaşım sistemine göre planlanmalıdır. Cadde, taşıt, park yeri, tren yolu, devlet su kanalları gibi tehlikeli bölgelerin yakınında oyun yerlerinin çevresi en az 1 metre yükseklikte çit duvarla örtülmelidir.
KREŞLER: Okul öncesi ve okul yaşındaki çocukların sürekli gittiği Pedogolojik tesislerdir. Bölümler yaş gruplarına göre düzenlenir. Kreşlerin bulundukları yerler.
Konutlara yakın ve trafikten uzak olmalıdır. Kreşlerde her bir çocuk için 2-3 m2 alan tasarlanmalıdır. Emme, emekleme çağında ve yürümeye başlayan çocuklara özel alanlar tasarlanmalıdır. Kundaklama masası, emekleme kasası, dolaplar, oyuncak rafları, çocuk masaları, çocuk sandalyeleri için alanlar ayrılmalı, bunlar çocuğun büyüme ve gelişme devrine göre çocukları kısıtlamayacak ve gelişmelerini olumsuz etkilemeyecek şekilde tasarlanmalıdır. Ana okullarında her bir çocuk için yaklaşık 1.5-3 m2 alan gereklidir. Her bir oda da 11 çocuk için planlanmalıdır. Dolaplar oyuncak rafları, çocuk masaları-sandalyeler, yazı tahtası ayrıca alana konmalıdır.
Ev bir barınaktan çok çocukların güvenli olarak yetiştirilebileceği bir yer olmalıdır. Buralarda aile yaşamlarını sürdürürler ve beraber büyürler. Aile içi bağlı oluşum da kuvvetlenir. Sosyalleşme, kültürel ve zihinsel uyarılma da evlerde olmaktadır. Evde ergonomik yetersizlikler aile bireylerinin sağlığını yakından ilgilendirir. Ev düzeni ile ilgili çalışmalar, ev yerleşim ve kullanımında ülkeler arasında farklılıklar olmakla birlikte, temel esaslar da geniş bir yaklaşım birliği oluşturduğu görülmektedir. Bunların çoğu çağlar boyu deneme-yanılma yöntemleriyle varılmış pratik sonuçlardır.
EV GÜVENLİĞİ: Günümüzde evlerde yüksek kaza potansiyeline sahip birçok araç ve gereç konumu bulunmaktadır. Evlerde kimyasallar, cilalar, deterjanlar ve ilaçlar bulunmakta, bunlar hatalı kullanım halinde önemli tehlikeler yaratabilmektedir. Evde kaza nedeniyle ölümlerin başlıca nedenleri: Düşme, zehirlenme, yangın ve boğulmadır. 5 yaşın altındaki çocuklar ve 65 yaşın üzerindeki yaşlılar en çok etkilenenlerdir. Evde bulunan araçların hatalı tasarımları ve hatalı kullanımları da tehlikeli olabilir.
Ev kazalarında en çok etkili olan araçlar:
1. Dönen motorlu araçlar, 2. Isıtıcılar, 3. Kurutucular, 4. Çim kesme araçları, 5. Ocaklar, 6. Cam kapılar, 7. Elektrik panoları, 8. Kablolar
Ev kazaları açısından en tehlikeli yerlerden bir tanesi de merdivenlerdir. 1995 yılında İngiltere'de yapılan çalışmalarda 2.5 milyon yaralanma ve 4 bin ölümün ev kazaları nedeniyle oluştuğu belirtilmektedir. Bu yaralanmaların 230 bin ve ölümlerin 497'i merdivenden düşme sonucu meydana gelmiştir. Evlerde özellikle mutfak ve banyo önemli iki mekandır. Çünkü tüm ev halkı tarafından kullanılır. Ayrıca, kazaların riski bu iki mekanda çok yüksektir. Mutfaklarda ocak yakınlarında ısıya dayanıklı tezgah kullanımı, çalışma alanında gölge düşürmeyecek şekilde aydınlatma sistemleri, fırınlar, duvara monte edilmişse mutfak tezgahıyla aynı seviyede olması sağlanmalıdır. Banyoda yerde kaymayan malzeme kullanılmalı. Yer döşemelerinde büyük siyah ve beyaz fayanslardan kaçınılmalıdır. Çünkü bu tip yer döşemesi derinlik algısı bozulmuş kişilerde problem yaratabilir.
Çocuklar Açısından Evde Tehlike Yaratabilecek Bölgelerle İlgili Denetim Listesi:
1. Ocağın yeri: Ocağın kapının yakınında ya da pencere yakınında olmaması gerekir.
2. Kapılar: Mutfak kapısının trafiği en aza indirecek biçimde yerleşmiş olması gerekir. Bütün kapı ve dolap kapakları çarpmaları önleyebilecek şekilde yapılmalıdır.
3. Oyun alanı: Çocukların oyun alanları mutfaktan görülebilecek biçimde düzenlenmelidir.
4. Döşeme yüzeyi: Döşeme yüzeyinin ıslak koşullarda kaymayacak biçimde olması sağlanmalıdır.
5. Elektrik donanımı: Düğme ve pirizler güvenlik kurallarına uygun olmalıdır.
6. Yakıt depolama ve çöp tenekesi: Yakıt bidonları ve çöp tenekeleri örtülü ve iyice kapatılmış olmalıdır.
7. Atölye: Atölyeler ve bahçe barakalarının kapılarının kilitlenebilir özellikte olması gerekir. 8. Çocuk oyun alanları: Çocukların güvenli olarak bırakılabilecekleri, çevrelenmiş oyun alanları bulunmalıdır.
9. Su: Su tanklarının ve fıçıların ağızları sıkı ve güvenli olarak kapatılabilmelidir.
10. Ecza dolabı: Ecza dolapları çocukların ulaşamayacağı yükseklikte ve kilitli olmalıdır.
11. Dolaşım:
a) Trabzanlar: Merdivenlerin en azından bir tarafında sürekli trabzan bulunmalıdır. Parmaklıklar arasında 90 mm'den geniş aralıklar engellenmelidir. b) Tek basamaklar: Tek basamaklar engellenmelidir. Eğer kaçınılmazsa renk farkıyla fark edilmesi sağlanmalıdır. c) Eşikler: İç kapıların eşikleri takılmayı önleyecek yükseklikte olmalıdır. d) Döner veya iki yöne açılan kapılar: Döner kapılarda parmakların sıkışmasını engelleyecek şekilde yapılmalıdır. İki yöne açılan kapılar ise karşı yönden gelen kişinin görülmesini sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. e) Camlı kapılar: Bütünüyle camlı kapılar veya paneller buzlu cam veya koruma kuşakları ile görünür hale getirmelidir. Kullanılan cam aynı zamanda çarpmalara dayanıklı olmalıdır. f) Açık merdiven boşluğu: Bu tür mimari yaklaşımlardan kaçınılmalıdır. Eğer mümkün değil ise tırmanmayı engelleyecek şekilde korkuluklar konmalıdır.
12. Balkonlar: Balkon parmaklıkları tırmanmaya engel ve yeterli sağlamlıkta ve kalın olmalıdır. Direklerin arası çocukları ayak ya da başlarının sıkışmasına imkan verecek genişlikte olmamalıdır.
13. Çit ve kapılar: Çit ve kapılar küçük çocukların açmasını ve tırmanmasını önleyecek şekilde yapılmalıdır. Çok alçak çitlerin kolayca görülebilecek biçimde tasarlanması gerekir.
14. Zemin: Döşemelerin kaygan olmayan özellikte olmasına özen gösterilmelidir. | |
| | | havina yönetici
Mesaj Sayısı : 305 Yaş : 42 Nerden : uzaydan İş/Hobiler : sizene Lakap : cadı Kayıt tarihi : 12/08/08
| Konu: Geri: SAĞLIK HABERLERİ Çarş. Ağus. 13, 2008 11:11 pm | |
| paylaşım için teşekkürler | |
| | | | SAĞLIK HABERLERİ | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |